YAŞAM 

İSTENÇ TÜRKÜSÜ

Bütün yaşantılarımı geride bırakmak istiyorum. Bütün benliklerimden kaçmak… Apansız hayallerin döşeğinde uyuyorum. Ve uyanıyorum kâbusların çaresizlik kalabalıklarından. Korkuyorum aynaların hiçbirinde yüzüme rastlamamaktan. Kaderin baht kapıları yüzüme kapanıyor. Bekliyorum soğukta, kim olduğum pelerinini üstümden atamıyorum. Saklanıyorum şehrin ışıkları arasında ve görünmüyorum karanlıkta. Bekliyorum, öyle biçare. Ama insan, yaşıyor her şekilde.

Korkuyorum yazamadığım yahut yazmadığım satırlardan. Korkuyorum yer üstünde bir anlama rastlamaktan. Bir hayalim, bir fısıltı oluyor ve binlercesi uğultu. Seçemiyorum, kim kimdi? Seçemiyorum diyorum, ben kimdim? Bir bulut gibi, rüzgâr nereye eserse oraya süzülüyorum. Ve seçemiyorum diyorum, anlasana.

İnsan yüzleri diyorum, bak! Bak ne kadar uğultulu. Sarayda bir soytarı kadar tutsağım diyorum, sirkte bir fil kadar mahkûm. Oysaki zamanı durdurabilseydim yalnız düşünmek için çıkabilir miydim bu koğuştan?

Yüzlerin hızına yetişemiyorum ama. Bir istenç türküsü tutturmuş okuyorum. Saatler akıyor, zaman durmuyor ve ben mahrum kalıyorum her yaşamdan. Nereye gitsem diyorum. Nereye gitsem kovuluyor ruhum paspal bir arzuyla. Ağlamak diyorum. Ağlamak artık benim için nefes almak gibi.

Bitirmekten çok başlamak esir tutuyor beni. Kırsam yalnızlığın kor zincirlerini, durur mu zaman özgürlük için? Yetişemiyorum diyorum, uyku ve uyanıklık arasında bir görüntüyüm sadece. Al kurtar beni kaçırdığım her randevudan. Her vakit, en çok kendimi unutuyorum.

Boşluk diyorum, dolduruyor her yerimi. Aynalarla bir uzlaşıya varamıyorum. Aynalardan önce, kendimi kırıyorum. Ölüm soğuk diyorum. Çünkü yaşarken hep yanıyorum. Hangisi daha büyük bilinmezlik, bilmiyorum. Ve kargaşalarım, bir vazgeçiş oluyor.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar